Gazetecilikte en önemli noktalardan biri de, ülkede tartışmalar ne kadar yüzeysel ne kadar olması gerekenden uzak olsa da dikkatini ana kritik başlıklardan ve hayati konulardan ayırmamaktır. Haftalardır bu köşede bunu yapıyoruz. Son 2 ayda Lojiblog.com‘da yayınlanan ve seçkin internet sitelerinde de alıntılarla toplamda 216 binin üzerinde tık alan ‘IŞİD’in artan tehdidi’ üzerine iki yazı yazdık. Gelin önce bu iki yazıda neler demiştik kısaca bakalım:
ALMANYA LİSTEDE İDİ
‘Türkiye’ye yönelik IŞİD tehdidi Kuzey Irak veya Suriye’de değil asıl kendi topraklarında çok daha fazla. Ülke, sürekli olası terör eylemlerine karşı uyanık olmalı. Devlet raporlarına göre; yurtdışı profesyonel eğitimli, beyin yıkama, hücre organize ve eylem planlama özelliğine sahip 60 civarında çekirdek kadro var. Bunlar, İstanbul-Urfa-Antep-Hatay-Batman-Adıyaman-Maraş ekseninde sürekli yer değiştiriyor. Yine bu 60 kişilik çekirdek kadroya ek olarak 1800 Suriye’de savaş eğitimi almış, destek unsuru olarak görev yapmış militan var. Suriye’ye gidip gelen IŞİD’in yaşam tarzını benimseyen ve onun yolundan yürümeye hazır Türkiye’deki sayı ise 20 binden fazla. AB içinde saldırı yapabilecek tarzda radikal ve bir o kadar da radikalleşmeye aç en az 80 bin adam var olduğunu söyleyen uzmanlar var. Yine bu uzmanlara göre; sadece Fransa, Almanya, Belçika değil; İsviçre, İsveç, İngiltere, Kosova, Arnavutluk, Danimarka, Avusturya da ciddi risk altında. Çekirdek eylem kadroları Iraklı, Suud, Faslı, Tunuslu Araplar ile Çeçenlerden ağırlıklı oluşuyor.”
TÜRKİYE SÜREKLİ HEDEFTE
Gördüğünüz üzere; satırlarda Almanya’ya işaret ettik. ‘Eylem geliyor’ dedik ve maalesef geldi. Keşke yanılsaydık. Son 6 ayda Suruç ve Ankara’da canlı bombalarla onlarca masumun canına kıyan, Kuzey Irak’ta Türk askerinin bulunduğu Başika kampına 45 günde 3 kez saldırmaktan çekinmeyen IŞİD bu kez de Sultanahmet’te yine canlı bomba ile kanlı terör saldırısı gerçekleştirdi. Almanların olduğu kafileye yönelik terörist saldırıda 10 Alman turist hayatını kaybetti, 2’si ağır 20’ye yakın insan yaralandı.
Gelen bilgilere göre; canlı bomba Suudi Arabistan doğumlu 28 yaşında Suriyeli Nabil Fadli. Olayın ardından, medyada bu teröristin daha bu 5 Ocak’ta İstanbul’da Zeytinburnu Göç İdaresi’ne diğer 3 arkadaşı ile birlikte parmak izi ve ikametgah vererek kaydolduğu bilgileri yer aldı. Daha sonra eylemin ardından polisin baskını ile verdiği adresin de doğru olmadığı anlaşıldı.
İŞTE O NEFES KESEN YENİ DETAYLAR
İşler de asıl bu noktada karışıyor. Çünkü yukarıda okuduğunuz bilgilerin ötesinde bu saatten sonra aşağıda ilk kez duyacağınız detaylar nefes kesen bir bilinmezler serisini beraberinde getiriyor. Her bir madde içinde derin labirentleri barındırıyor.
İşte ‘el bombasına bağlı bomba düzeneğinin patlatılması’ ile gerçekleşen alçakça saldırıya ve saldırgana dair şu ana dek bilinmeyen o detaylar, kapalı kapılar ardında yanıtı aranan o sorular;
1- YİNE ANKARA: Bu eylemde de yine Suruç ve Ankara’daki terör saldırılarında görülen benzerlikler var. Sultanahmet’teki canlı bomba geriye dönük kayıtlarda nerede bulundu tahmin edin?… Ankara’da. Türkiye’ye girişini 18 Aralık öğlen saatlerinde Suriye’den Urfa üzerine geçerek gerçekleştirmiş. Ve burada az oyalanmanın ardından Ankara’ya gelmiş… Burada bir süre kalmış. Telefon sinyallerine göre, üç ayrı numara ile irtibatta bulunmuş. Ankara’da da eyleme mi yeltendiği ya da İstanbul’daki eyleme mi hazırlandığı bilinmiyor. Sonrasında arkadaşları ile İstanbul’a geçmiş.
2 – O 3 ARKADAŞ ŞÜPHESİ: Beraberinde Göç İdaresine gittiği de saptanan 3 arkadaşının da ayrı ayrı eylemleri gerçekleştirmek için görevlendirilip görevlendirilmediği endişe konusu. Güvenlik birimleri her yerde onları arıyor.
3- CAN ALICI SORU: Ancak… Burada ilginç bir durum dikkatinizi çekmiyor mu?… Normalde böylesi bir eylem için Türkiye’ye gelen bir kişi hiç gidip devletin bürosunda parmak izi verir mi? Bu terörist nasıl olduysa verivermiş… Patlamadan sonra ‘benim adımı polis rahatça bulsun’ diye yapmayacağına göre bu nokta çok ama çok garip. Ya eylemi yaptıranlar Türkiye’nin şüphelileri tanımlayamama konusunda ne kadar beceriksiz olduğunu göstermek istedi ya da akla başka şeyler geliyor. Belki de yanlış bilgilerle özellikle hedef saptırmak için kayıt altına girmiş. Elimizde bu saldırganın kendi beyanı haricinde yüzde yüz Suriyeli olduğunu söyleyecek delillerimiz var mı?
4-KİMLİK GERÇEK Mİ? : Bilenler bilir şu anda ortalık sahte Suriyeli kimliği kaynıyor. Başka Arap ülkelerinden gelenler Suriyelilere Türkiye’de tanınan imtiyazlardan yararlanmak ve ardından Avrupa’ya kapağı atmak için bu kimliklerden ediniyor. Bu Nabil Fadli ismindeki teröristin de böylesine bir yolla yanıltma amaçlı kimlik edinip edinmediğini kim garanti edebilir?
5-2012’DE DE GELMİŞ: Sadece yüksek süratte beyin fırtınası yapıyoruz. Ama bu tezi, iddiayı daha da güçlendirmek için yeni çarpıcı bir bilgi daha verelim. Sıkı durun; Bu isim, 2012’de Gaziantep Karkamış’tan Türkiye’ye girmiş ve bir süre sonra geri dönmüş. Bu isim o zaman neden geldi? Terörle bağlantısı o zaman var mıydı? Bu isim, aslında konu ile ilgisi olmayan birinin adının, bu teröriste monte edilen bir şekli mi ? İhtilaflı olduğumuz Suriye makamları acaba bu bilgileri bize verir mi?
6-ALMANYA TUZAĞI: IŞİD maalesef bu saldırıları çok profesyonelce gerçekleştiriyor. Yazımızda da dile getirdiğimiz gibi Almanya zaten hedefteydi. Türkiye de alındığı söylenen tüm tedbirlere rağmen zaten IŞİD’in muhtemel bir terör misillemesini bekliyordu. Kısacası, öncesinde çok iyi çalışılmış bir eylemle bir taşla iki kuş vurulmuş oldu. Yakın zamanda terör alarmı nedeni ile futbol maçlarını son anda iptal eden, kendi başbakanının ofisini tahliye ettiren Almanya’nın vatandaşları Türkiye’de vuruldu. Böylece turizm sezonu öncesinde zaten düşürülen Rus uçağı yüzünden Rus turistleri kaybeden Türkiye, diğer ana turist kaynağı Almanları da bu patlama nedeni ile turizm sezonu öncesinde önemli ölçüde kaybetme tehlikesi ile karşı karşıya. Türkiye’ye gelen Alman güvenlik birimleri var. IŞİD saldırı ile Avrupa’nın güvenlik endişelerini Türkiye’ye de yöneltmiş oldu. Çünkü, Ankara ve Suruç saldırılarında olduğu gibi, Türkiye’de bizim vatandaşımızdan kaç kişi ölürse ölsün, Avrupa’dan birinin canı yandığı zaman mercekler daha başka çalışıyor.
IŞİD’İN HEDEF SEÇİMİ: Bir diğer kritik açı da, AK Parti ile doğrudan ilgili. IŞİD, batıda aşırı dinci terör örgütlerine müsamahakar diye eleştirilen AK Parti’nin karşıtı olan her hedefe saldırıyor. Böylece, partiyi daha da zor duruma sokuyor. Almanya deyip geçmeyin. Son dönemde, bilenler bilir, Almanya ile Ankara’da hükümet arasında Gülen Cemaatine mensup isimlerin Almanya’ya kaçtıktan sonra kollandığı iddiası ile ciddi gerginlik yaşanıyor. Bu sebeple de, böyle bir saldırı iki tarafı rahatlıkla karşı karşıya getirebiliyor. Eskileri de böyle değil miydi?
Nasıl? Yine gözümüzün önünden geçip giden bir terörist. Yine acı. Yine muamma. Yine Türkiye.
DİKKATLİ OLUN: Özellikle altını çiziyorum. Devlette tarafsız, birilerine yaranma gibi bir endişesi olmadan görevini yapan güvenlik istihbarat birimleri var. Ama bunların bu fedakar çabaları maalesef zamanında tıpkı PKK konusunda olduğu gibi IŞİD’e karşı ağırdan almanın getirdiği hataların bedelleri arasında kayboluyor. Yenileri olur mu? Dikkatli olmaktan başka çaremiz yok. Bir güvenlik yetkilisinin dediği gibi ‘Herkesin her yerde etrafına dikkatli bakma zamanı.’
HER 19 KİŞİDEN BİRİ: AB ile vizesiz seyahat ve 3 milyar euro için Avrupa’ya giden bir bölüm Suriyeliyi de almayı taahhüt eden Türkiye’nin kontrolsüz Suriye göçmen politikası ilerde her alanda çok ama çok ciddi sorunlar yaratacak. Rakam 4 milyona yaklaşacak. Yani, aşağı yukarı Türkiye’de her 19 kişiden biri Suriyeli olacak.
Suriye’deki yanlış politikalar, Türkiye’yi bataklığa sürükleyecek diye 3 yıldır söyledim. Şimdi tablo her şeyi söylüyor…
Biz farkındayız ama tedbir alması gerekenler farkında mı?