Metehan DEMİR
Gazeteci
Geçen gün Uğur Tekin ile konuşurken, “Türkiye’nin Musul’a asker göndermesi başta olmak üzere bölgede yaşanan hareketlilik hayra alamet değil. Bunu sadece Kuzey Irak’ta Peşmerge’ye veya başkalarına askeri eğitim vermek için diye açıklayamazsın. Perde arkasında ciddi hazırlıklar var. Son dönemde topraklarında IŞİD’in kanlı eylemlerine tanıklık eden ve bu nedenle intikam hissi ile kavrulan Batı dünyasının da teşviki ile IŞİD’e karşı Irak ve Suriye ekseninde kara savaşına doğru bir gidişat var. Bunu şimdiden yazalım’’ demiştim.
IŞİD BİLEREK SALDIRDI
Gelen haberlere bakılırsa maalesef sıcak gelişmeler beklenenden de yakın olacak gibi görünüyor. Çünkü, Musul’un 30 km kuzeydoğusunda bulunan Başika Bölgesi’ndeki Türk askerinin eğitim için bulunduğu kamp civarı IŞİD tarafından bombalandı. 4 Türk askeri yaralandı. Burada, en hassas konu IŞİD’in bu saldırıyı askerleri orada bulunan Türkiye üzerindeki etkisini bilerek yapması. Güvenilir kaynaklardan gelen bilgi, IŞİD’in bu saldırıyı, Türkiye’ye karşı bilerek ve planlayarak gerçekleştirdiği.
ASIL HERŞEY ŞİMDİ BAŞLIYOR
Olayın ardından Genelkurmay’ın yaptığı açıklama oldukça önemli: “16 Aralık 2015’de; DEAŞ (IŞİD) terör örgütü ile Peşmerge güçlerinin karşılıklı çatışmaları esnasında, 15.10 sularında, DEAŞ’ın Peşmerge tarafına attığı KATYUŞA ÇNRA mermilerinin bir kısmı Türk askerlerinin de konuşlu bulunduğu Başika’daki Üs Bölgesi’ne düşmüştür. Tespit edilen DEAŞ hedeflerine obüsler ile misliyle karşılık verilmiştir.” Açıklamanın özü; IŞİD Türk askerinin olduğu kampa bilerek saldırdı. TSK da misliyle yanıt verdi. Yani; bu iş burada bitmez. Her şey yeni başlıyor.
DURUM GÖRÜNENDEN ÇOK DAHA CİDDİ
Durum görünenden çok daha ciddi. Şimdi madde madde resmi okuyalım. Sonuçta resim bizi bir başka kareye yani daha sıcak günlerin kapıda olduğu bir endişeler yumağına çıkaracak. Umarız yanılırız. Ancak reel parametrelere bakınca tablo vahim ötesi. Bu nedenle, Türkiye’nin çok ama çok dikkatli adımlar atması gerekiyor. Heyecandan uzak, soğukkanlı, tribünlere oynamayan bir politikanın izlenmesi, uçak düşürülmesi konusunda Rusya ile ciddi bir kriz içinde olan ve Güneydoğu’da PKK terörü ile boğuşan Türkiye’nin tüm dinamiklerini yakından ilgilendiriyor.
İŞTE O MADDELER
– ASIL AMAÇ; Türkiye öncelikle IŞİD kontrolünde olan Musul yakınlarındaki Başika’ya — her ne kadar geçen gün bir bölümünü geri çekse de — ağır silahlar ve tank desteğinde yüzlerce asker göndermekle bölgede yeni bir boyuta geçmiştir. Bunun sonucunun her sıcak olasılığa açık olduğunu herkes bilmektedir. Bu asker sevkiyatı için oradaki Peşmerge ve yandaşı askerlerin eğitimi için denilse de haritaya bakıldığında bunun aynı zamanda IŞİD’in Erbil’e ve yukarıdaki Peşmerge şehirlerine yürümesine de engel olmayı amaçladığı aşikâr. Aynı zamanda, bu sevkiyatlarla, Irak’ta Musul, Suriye’de Rakka’lı IŞİD’in iki merkezi ekseninde Türkiye’ye yani yukarı doğru bir güvenlik hattı oluşturulacağı da konuşulan seçeneklerden.
- İSTİŞARESİZ OLMAZ; Uluslararası kurallardan biri de şudur; Askeri bir harekatı hele hele bir de yurtdışında sorunlu bölgelerde askeri sevkiyat şeklinde yapıyorsanız; bunun öncesinde dost ülkelerden destek almalı, istişarede bulunmalı ve bunu uluslararası camiada güç merkezlerini karşınıza alarak yapmamalısınız. Yani iç ve dış kamuoyunun alt yapısını oluşturmalısınız. Bazı ‘biz kimseden izin almayız’ çıkışlarını duyar gibiyim. Ama keşke işler slogan atmak kadar kolay olsaydı. Bu çerçevede, Türkiye’nin de bu Musul’a asker sevkiyatını sadece Mesut Barzani yönetimi değil, Amerika’nın çok güçlü olduğu Kuzey Irak’ta Washington ile istişare etmeden sürpriz bir şekilde yaptığını düşünmek insana pek mantıklı gelmiyor. Bu açıdan Arap Birliği’ni Türkiye’nin Başika’ya asker göndermesini görüşmek üzere toplantıya çağıran İran ve Rusya güdümündeki Şii ağırlıklı Bağdat Hükümeti’nin ne derece sonuç alacağı merak uyandırıyor.
- ONLARI DA ÇAĞIRIRLAR MI?; Kısa vadede, Bağdat’ın bu paralelde Rusya ve İran’a ‘gelin siz de askerlere eğitim verin’ diyerek Türk askerinin karşısına alternatif kamplarda bu ülkeleri çıkarma çılgınlığına girip girmeyeceği de endişe konusu. Türkiye’nin Rusya ile krizi de bu çıkmazı daha çetrefilli hale getiriyor.
- IŞİD BİLEREK SALDIRDI; IŞİD’in, içinde Türk askerlerinin de eğitim verdiğini çok iyi bildiği bir kampa 50-60 havan ve roketle bilerek saldırması da açık bir meydan okumadır. Bu nedenle, Türk Birlikleri ciddi risk altında. Türkiye’yi sıcak bir çatışmanın içine sokacak kayıp verdirtecek ‘gel gel’ yapacak benzeri provakasyonlar ileriki zamanda da olabilir.
- İLERİ KARAKOL; Bir diğer hassas nokta da, IŞİD’in kontrolü altındaki Musul’a sadece 30 km uzaklıktaki Başika kampı, yakın zamanda Türkiye ve batılı müttefiklerle birlikte bu örgüte karşı bir ileri karakol olarak kullanılabilir. Sadece Türkiye değil diğer ülkelerin askeri hareketliliğine baktığımızda bu da sıcak seçeneklerden. Zaten, üst düzey Amerikalı yetkililerin ziyaretlerinden sıradışı birşeyler olduğunu görmek zor değil. Gelecek aylarda birlikte göreceğiz. Hatta, sadece İncirlik değil batılı ülkeler, bir anda Türkiye’nin topraklarını da askerlerine üs intikal bölgesi olarak kullanmak isteyebilir.
- BİRŞEYLER OLACAK; Bugün IŞİD’e baktığımızda, örgüt, sadece Türkiye’de Suruç ve Ankara değil Fransa’daki, ABD’deki kanlı eylemleri sonrası artık Batı için Batı’nın topraklarında da tehdit olmaya başladı. Kimilerine göre batı güdümünde kimilerine göre başka amaçları olduğu söylense de bu IŞİD’e bir kara operasyonu yapılacağı aşikar. Yani, sadece hava saldırıları ile kalmayacak. (Buarada IŞİD’in yaptığı her eylemi üstlenirken Türkiye’deki kanlı alçakça saldırıları sadece tebrik edip üstlenmemesi oldukça dikkat çekici.)
- ASLINDA HEP VARDI; Aslında, TSK Dohuk yakınlarındaki Bamerni dahil olmak üzere yıllardır Kuzey Irak’ta konuşlu. İki yılı aşkın da Musul yakınındaki bu Başika’da Peşmerge güçleri ve diğer IŞİD karşıtı grupları eğitiyordu.
BAĞDAT KOMEDİSİ
Ancak, ay başında gelen ek yüzlerce komando ve ağır zırhlı Bağdat cephesinde toprak bütünlüğüne müdahale gerekçesi ile kriz yaratmıştı. Tabii bu da aslında temelde traji-komik bir durum. Ülkesinin her yerinde Kürt Özerk Yönetimi ve PKK dahil cirit atılan bir toprakta sadece Türkiye’ye ses çıkarılması Bağdat’ın tepkisinin etkisini azaltıyor. Şüphesiz Başika’da bu kadar çok Türk askerinin olması da aynı zamanda orada eğitim veren Türk askerlerinin de IŞİD’e ve diğer tehditlere karşı güvenliğini sağlamak.
MUSUL’UN ÖNEMİ
Hatırlayalım; IŞİD’in 2014 Haziran’ında Musul’u almasıyla bu şehir stratejik açıdan önemli hale geldi. Irak’ın kuzeyindeki Musul, bu ülkenin Suriye bağlantısı için IŞİD’in gözünde derin bir stratejik bir öneme sahip. Uluslararası gözlemcilere göre; Musul, IŞİD’den temizlenirse hem terör örgütünün imajına, hem de Suriye ve Irak’ı bağlayan lojistik hat eksenine ciddi darbe vurulacak.
İŞTE TÜRKİYE’NİN IRAK’TAKİ ASKERİ GÜCÜ
Peki Türkiye’nin çok konuşulan ama detayları tam bilinmeyen askeri gücü ne kadar? İşte merak edilen yanıtlar;
- Dohuk yakınlarında Bamarni’de 35 tank ve kobra-kirpi tarzı zırhlı araçlar desteğinde 450 kişilik mekanize piyade unsurları var. Bu yapılanma burada on yılı aşkın süredir mevcut. Musul’dan geri çekildiği açılanan Türk askerlerinin de buraya kaydırıldığı belirtiliyor. Başika’da halen 200 asker bulunuyor.
- Yine sınırın sıfır hattına yakın Irak tarafında Kanimasi Bölgesi’nde 250’şer kişilik iki Jandarma Birliği mevcut. Bu birlikler seyyar olarak PKK sızmalarına karşı devriye görevi de yapıyor.
Evet durum böyle. Yani sağdan bakınca da soldan bakınca da bir sıcak çatışma her an olabilir. Bu eksende, IŞİD’e yönelik Türkiye’nin de olacağı bir koalisyon güçleri harekatının olasılığı ise çok yüksek. Bütün bunlar, aynı zamanda PKK terör örgütü ile mücadele eden Türkiye’nin IŞİD’i de bir terör örgütü olarak karşısına alması demek. Yani, teröre karşı artık iki cephe açılmış olacak. O nedenle, Ankara’nın, müttefikleri ile IŞİD meselesinde adım atarken, PKK üzerinde de bu güçlü ülkelerin baskı kurmasını sağlaması lazım.
Hayati Uyarı; Bir sonraki yazımızda Türkiye’deki IŞİD varlığını en güvenilir kaynaklardan derlediğimiz bilgilerle gözler önüne sereceğiz. Okuduklarınıza inanamayacaksınız.
Sadece şunu söyleyelim; Türkiye’ye yönelik IŞİD tehdidi Kuzey Irak veya Suriye’den değil asıl kendi içinden çok daha fazla. Ve karşısında alelade bir örgüt yok. Sürekli olası terör eylemlerine karşı uyanık olmalı özellikle yılbaşına dek. İşin şakası yok. Süleyman Şah’ta askerlerimiz mahsur kaldığı konusunda da ilk yazdığımızda Dışişleri bile yalanlamıştı ‘her şey yolunda’ diye. Sonrası malum. İyisi mi siz bizden ayrılmayın.
Daha iyi günlerde görüşmek üzere…