Rusya’da kaybedilen hazır giyim pazarının bir bölümünü Afrika ile telafi etmeye çalışacaklarını söyleyen İHKİB Başkanı Tanrıverdi, “Kamerun’u Afrika’ya atlama taşı yapıp ihracatımızı 1.5 milyar dolara çıkaracağız” dedi.
Yenibosna’daki Dış Ticaret Kompleksi’nde düzenlenen basın toplantısında konuşan Tanrıverdi, 24 Kasım’da Suriye hava sahasından Türkiye tarafına geçen Rus uçağının Türk hava kuvvetleri tarafından düşürüldüğünü hatırlatarak, Afrika ile ilgilenmeye bu olaydan daha önce başladıklarını vurguladı.
Afrika’yı 2 yıl önce hedef pazar olarak belirlediklerini dile getiren Tanrıverdi, şöyle konuştu:
“Nijerya ile başladığımız Afrika’ya açılım programımıza Kamerun ile devam ediyoruz. 23 milyon nüfusa sahip Kamerun, Çad, Orta Afrika Cumhuriyeti, Gabon, Ekvator Ginesi ve Kongo’dan oluşan Orta Afrika Ekonomik ve Parasal Birliği’nin (CEMAC) lideri konumunda.
Kamerun’dan 50 firma İstanbul’da
”Kamerun’un en büyük hazır giyim ve konfeksiyon alıcılarından oluşan 50 firmayı İstanbul’da ağırlıyoruz. Bu firmalar üreticilerimizle ikili görüşmeler yapacak. Alım grupları ayrıca Osmanbey, Laleli, Merter ve Bayrampaşa’da üretim merkezlerini ziyaret edecek. Rusya’nın yerine koyabilecek pazarlara ihtiyacımız var. Kamerun üzerinden 6 ülkeye ve 35 milyon kişiyi kapsayan bir pazara ulaşmayı hedefliyoruz. Rusya’da kaybedilen hazır giyim pazarının bir bölümünü Afrika ile telafi etmeye çalışacağız.”
Afrika’ya atılma taşı: Kamerun
Tanrıverdi, söz konusu pazarın, aralarında gümrük birliği bulunan, ortak gümrük tarifesi uygulayan ve tek para birimi kullanan ülkelerden oluştuğunu vurguladı.
Kamerun ve Afrika’daki giyim sektörünün çok büyük olmasa da Türk hazır giyim ihracatçıları açısından önem teşkil eden bir pazar olduğuna dikkati çeken Tanrıverdi, “Bu ülkelere giden ürünlerin yüzde 80’i bavul ticaretiyle gidiyor. Kamerun’un, hazır giyim ve konfeksiyon sektörümüz için geleceğin parlayan yıldızı Afrika’ya atlama taşı olacağına inanıyorum” ifadesini kullandı.
Hazır giyim ve konfeksiyon üreticileri olarak hesaplarını en kötü senaryo üzerinden yaptıklarını belirten Tanrıverdi, Rusya kapısının tamamen kapanma riskine karşı Afrika’nın yanı sıra Avrupa Birliği (AB), ABD ve İran başta olmak üzere mevcut pazarlardaki paylarını artırma arayışlarının devam edeceğini söyledi.
Tanrıverdi, Rus uçağının düşürülmesiyle başlayan ve iki ülke arasında giderek derinleşen sorunun en kısa zamanda çözülmesini umut ettiklerini kaydetti.
Rusya baskı yapabilir
Tanrıverdi, Rusya etkisindeki ülkelerin Türkiye’ye ve Türk ürünlerine karşı nasıl tavır aldığı sorusuna ise “Geçici bir ambargo durumu söz konusu olabilir. Önemli olan Rusların bu boykotu halk olarak yapmasının önüne geçmek. İlişkiler daha fazla gerilmezse diğer ülkelerde de çok fazla sıkıntı olacağını düşünmüyorum. Ama ilişkiler çok daha fazla gerilirse, devamlı bu iş gündemde tutulursa tabi ki Rusya’nın gümrük birliği içerisinde olduğu ülkelere bir takım baskılar yapacağını düşünüyorum” şeklinde cevap verdi.
Devletin fedakarlık yapması lazım
İHKİB Başkanı Tanrıverdi’ye Rusya ve Türkiye arasındaki sorunun devam etmesi durumunda bunun istihdama nasıl yansıyacağı da soruldu.
Tanrıverdi, şu değerlendirmelerde bulundu:
“Türkiye’nin önünde çok ciddi bir süreç var. Şu anda asgari ücret belli değil, onun getireceği maliyet çok önemli. Bin 300 TL’nin ödenmesinde kimsenin bir sıkıntısı yok ama üzerindeki vergi yükünün bir kısmının devlet tarafından karşılanması noktasında bir talep var. Bundan dolayı emek yoğun sektörlerde ve çok işçi çalıştıran sektörlerde ciddi bir daralma olacağını düşünüyoruz.
Rusya ile yaşadığımız kriz, işin ayrı bir boyutu. Kayıtlı olarak 6 milyar dolardan ve bir o kadar da bavul ticaretinden söz ediyoruz. Bunun birilerini etkilememesi, birilerinin işinin azalmaması mümkün değil. Bu da önümüzdeki dönemde işsizlik olarak yansıyacak diye düşünüyorum. Bundan sonraki çalışmalarımızla, yaratacağımız yeni pazarlarla biz bunu ortadan kaldırmaya çalışacağız. Ama Türkiye’nin ilk 3-4 ayının birtakım yeni düzenlemeler yapılana kadar sıkıntılı geçeceğini, işsizlik konusunda sıkıntı olacağını düşünüyorum. Asgari ücrette devlet kendi üzerine düşen kısımda bir miktar fedakarlık yapmazsa, şimdiden işsizlikte ocak veya şubat ayı rakamlarının ürkütücü olacağını söyleyebilirim.”