Metehan Demir
Konuk Yazar
ANKARA’nın bitmeyen şehir efsanelerinden biri de, AKP içinde büyük çatlaklar olduğu, her an yeni bir oluşumun çıkacağı ve bu muhtemel yeni yapının başında da hep birşeylere kırgın denilen 11. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün yerini alacağı iddiasıdır.
YOĞUN TRAFİK
Malum, Gül geçen günlerde Ankara’ya gelip, önce Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan ile görüştü. Abdullah Gül, sonrasında da, Erdoğan’ın kamuoyu önünde açıklamalarından dolayı açıkça söz düellosuna girdiği Bülent Arınç ile bizzat Arınç’ın evinde buluştu. Bu toplantıya, son dönemde parti içi muhalefetçi damgası yiyen hatta Gülen Cemaati’nin gizli adamları oldukları yaftası dahi yapıştırılan Hüseyin Çelik, Nihat Ergun ve Sadullah Ergin de katıldı.
ACABA?
Tabii bu son görüşme ortalığı yine ‘Acaba’ diye hareketlendirdi. Zamanında yol arkadaşları olan yedikleri içtikleri ayrı gitmeyen şimdi ise biraz eleştirel oldular diye partideki yakın arkadaşları ve kendilerine yakın gazetecilerce en ağır şekilde aşağılanan bu isimler ile acaba Gül ne görüşmüştü? Bir parti mi yoldaydı? Aynen işte bu ve benzeri dedikodular nedeniyle her parti içi gerginlik, seçim öncesi dönem ve yeni yapılanmaya gidileceği dönemlerde sık sık duyulur.
HEP KONUŞULAN O KIRGINLIK
Abdullah Gül’ün 2007’de Cumhurbaşkanlığına yürüdüğü sıkıntılı süreçte bu yolda içeriden aldığı engelleyici darbeler nedeni ile hep bir kırgınlığı olduğu iddia edilmiştir. Bu, hiç doğrulanmasa da Ankara’da herkesin bildiği bir sırdır.
GÜL’ÜN BİLMEDİĞİ O SIR
AKP içinden bazı kurmayların, gazete bürolarına bizzat gelerek, o dönemde Gül’ün aleyhine yazılar yazılması için kulis yürüttüğü de aslında sır gibi kalan muammalardandır. Gül’ün 2007’de Cumhurbaşkanlığına adaylığını TV’de canlı basın toplantısıyla açıkladığında da AKP içinde zirvelerde ne tür şoklar yaşandığını bilenler çok iyi bilir.
O AÇIK DAVET GELMEDİ
Ayrıca görev süresinin sonunda da, açıkça ifade etmese de süslü açıklamalara rağmen Parti’nin başına geçmek için bir türlü davet almaması Gül’de şüphesiz bir kırgınlık dalgası daha yaratmıştır.
GÖZLER HEP ONDA OLDU
Gülen Cemaati ile yaşanan savaş, yeniden yapılanmaların dışında kalanların hayal kırıklıkları, geçiş dönemleri, arada yaşanan seçim sonuçları ile ilgili sıkıntılı durumlarda bu nedenle gözler hep ‘Acaba’ diye Gül’e dönmüştür. Yani; görev süresi boyunca hep birşeyler yapacak, bazı tartışmalı yasaları onaylamayacak diye beklenen ama hep aslında Partisi’nin arkasında durup her yasayı onaylayan Gül’e…
DEHLİZLERDE YOL BULMAK
Gül veya bahsi geçen isimlerin neler yapıp yapmayacağına dair analizde ilerlerken, şimdi hafızamızı biraz zorlayalım ve ilginç bazı noktaları gün ışığına çıkaralım. Çünkü bunlar dehlizlerde yolu bulmamızı kolaylaştıracak.
GÜL’E BASKI UYGULANDI
Abdullah Gül’e Cumhurbaşkanlığı’nın son döneminde ve görevi devrettikten sonra olağanüstü bir baskı uygulandı. Kimlerden mi? Tayyip Erdoğan’ın Cumhurbaşkanı olmasını istemeyen, parti yönetiminden otoritesinden bunalan AKP içi bazı isimler ile bazı işadamları. Bunu da bilenler çok iyi bilir. İstanbul’da çok uğraştılar. Bunlar da sonra teker teker Erdoğan ekibince tespit edildi.
ÇIK VUR YUMRUĞUNU MASAYA
Hatta, ‘çık vur yumruğunu masaya, lider benim Erdoğan’dan sonra; parti hepimizindir de’ dediler. Gül ise bunları, nazik kişiliği ile de birleştirip ‘Açıkça partinin başına davet gelmezse ben çıkmam. Çıkıp kavga da etmem. Partiye zarar verir’ gerekçesi ile reddetti. Tayyip Erdoğan’dan yine bir ‘Abdullah kardeşim’ daveti bekledi ama gelmedi. Hayrünnisa Hanım hatta daha kararlıydı bu süreçte. Ama eşini bir kaç sitemkar çıkışı harici gölgelemedi.
BİNALİ YILDIRIM’A YÖNELİNDİ
Daha sonra, Parti liderliğinde ikna ekibi bu kez Binali Bey’e doğru hareketlense hatta ciddi imza da toplasa hiç sonuç alınamadı. Bu hatta Davutoğlu ile Binali Yıldırım’ın arasını soğuttu. Ama bu tür gelişmeler hep gözleri Gül’ün üzerinde tuttu.
BUNDAN SONRA NE OLUR?
Bundan sonra ne mi olur? Aslında yukarıda belki de ilk kez duyduğunuz detaylardan da göreceğiniz gibi; en azından kısa ve orta vadede birşey olmaz. Doğru zaman değil.
PAYLAŞIMLAR MESELESİ
Bir de yıllarca paylaşılan karşılıklı sırları olan birbirine ‘dava’ arkadaşı diyen kişilerden bahsediyoruz. Zincirleme patlamaların ileride tüm hepsinin canını sıkacağı gerçeği de ortada. O nedenle her tür atışma gerginlik olur ama ‘ana çekirdektekilerde’ kalıcı sorun olmaz. Çok yol yürüdüler. Artık yeni başka yollara çıkmak akıllıca olmaz. Birinin yiyeceği darbe ileride hepsini etkiler.
ORTAK KALE
O nedenle, Erdoğan, Gül, Arınç ve diğer isimler ekseninde bu görüşmelerde, karşılıklı sitemler olsa da ortak kalelerinin düşmemesinden başka bir karar alınmaz. Evet birbirinden hazzetmeyenler vardır ama güçlü otoriter liderlik tablosu varken en azından şu an kimse sesini çıkarmaz. Ama Erdoğan’ın, Davutoğlu’nun da unutmaması gereken çevrelerinde güçlerine biat eden menfaatçi yakınlarının kimler olduğunu anlayıp anlamadığı. Çünkü ileride ilk hançeri bu tür insanların saplayacağından emin olabilirsiniz.
SANDIK İHTİMALİ
AKP şu anda neredeyse her hafta anket yapıyor. Bazı anketlerinde, artan terör nedeni ile HDP baraj altı görülüyor. Yine kendi anketçilerine göre; kendisi de 52-54 bandında görünüyor. Açıkçası; Gül ya da benzer isimler bir parti mi kurar, acaba yeni bir oluşum mu ortaya çıkar beklentisi içinde olanlar bence bir baskın seçim ya da başkanlık sistemi için bir sürpriz referandum mu olur senaryosu üzerinde dursa daha iyi olur.
ÇANKAYA DOLMUŞLARINA BİNMEM
Cemil Çiçek Türkiye’nin en tecrübeli siyasetçilerindendir. Adı zamanında ortalarda dolaşırken, Cumhurbaşkanlığı’na aday olacak mısınız?’ sorusuna ‘Çankaya’ya kalkan dolmuşlara binmem’ yanıtını vermişti. Yani tecrübeli siyasetçi gaza dolmuşa gelmez misali.
HABER DEĞİL TEMENNİ
Aynen bu gaz misali. Ortada haberden çok herkesin temennileri haber diye dolaşıyor. Biri ortaya birşey atıyor. Sonra o da dahil herkes buna gerçek diye inanıyor. Egolar okşanıyor.
EN AZ İHTİMAL NE?
Bir yıl içinde seçim dahil Türkiye’de herşey olabilir. Ama en az ihtimal böyle bir stresi gerginliği kaldırma ihtimali olmayan Gül’ün bir parti kurabileceği ihtimali.