Dostoyevski’nin değimiyle ”Dünyanın en sakin şehri” olan St. Petersburg, Avrupa’nın dördüncü büyük şehridir.
200 yıl Çarlık Rusya’sına başkentlik yapan şehir coğrafi konumundan dolayı Mayıs ortası ve Temmuz sonuna kadar ‘Beyaz Geceler’ dönemi yaşamakta ve günde 18 saatten fazla aydınlık kalmaktadır. Bu özel zamanlarda şehirde olmak farklı bir deneyim olacaktır.
Rus gelenekleri ve farklı tatları ile St. Petersburg’un en özel Gez-Gör-Tat noktalarını LojiBlog okurlarına özel olarak derledik.
GEZ
Rusya’nın Avrupa’ya açılan kapısı olan St. Petersburg, mimari, kültür ve sanat alanlarında Avrupa şehirlerine benzemektedir.
1. Ermitaj Müzesi
Rus Çarlarının kışlık sarayı olan müze Çaçire II. Katerina’nın koleksiyon merakı ile sanat eseri bir müzeye dönüşmüştür.
2. Sıçramış Kanlar Kilisesi (Voskresenia Khristova)
Renk renk tepeleri ile görenlerin ilgisini çeken bu yapı meydana çok yakın bir yerde konumlanmış olan Ortodoks kilisesidir. Mozaik ve mermerin karışımı ile inşa edilen bu yapı, görenler üzerinde hayranlık uyandırmaktadır.
3. Aurora Kruvazörü
Birçok savaş görmüş olan bu gemi büyük ekim devriminin de başlangıcı olmuştur. Gemiden atılan top ile Bolşevik Devrimi başlamış, gemide de denizcilere ait birçok eşya bulunmaktadır.
GÖR
Görülmesi gereken tarihi yapı ve müzeleri ile St. Petersburg, geçmiş dönemlere tanıklık etmenizi sağlayacak!
1. Kazan Katedrali
St. Petersburg’un en işlek ve popüler caddesi olan Nevski Caddesinin üzerinde bulunan katedralin komünizm dönemlerinde kilise özelliği yok edilmiştir.
2. Catherine Palace (Çarlık Sarayı)
Rus çarlarının özellikle yaz dönemlerinde değerlendirdikleri mekan olması sebebi ile Çarlık Sarayı ismini almıştır. İç ve dış tasarımında mimari açıdan hiçbir masraftan kaçınılmayarak özel olarak yapılmıştır.
3. Dostoyevski Müzesi
St. Petersburg, Dostoyevski’nin mühendislik eğitimini aldığı, ilk işine girdiği ve devlete karşı cürüm işlediği iddiasıyla tutuklandığı kent. Bu eve Ekim 1878 yılında ailesiyle beraber taşındı ve 28 Ocak 1881’de ölünceye kadar oturdu, Karamazof Kardeşler’i bu evde yazdı ve bu evde öldü. Dostoyevski’nin hayatını merak edenler bu müzeyi gezmekten ayrıca keyif alacaktır.
TAT
Çok farklı kültür ve damak tatlarına sahip olan Rusya, imparatorluk döneminin ihtişamını sergileyen zengin mutfağıyla ünlüdür. Rus mutfağı denince ilk akla gelen deniz ürünleri, ülkenin mutfak kültürünü diğerlerinden farklılaştıran başlıca ögelerden biri olarak bilinir.
1. Borsch Çorbası
Kahvaltı da dahil her öğünde tüketilen bir çorba olan Rusya’ya gidip mutlaka tadılması gereken lezzetlerdendir.
2. Blinni
Yunanlar bu yemeğin kendine ait olduğunu söylese de genellikle Slav kökenli ülkelerde çok tüketilir. Yumurta, su, süt, tuz ve undan hazırlanan ve genellikle kahvaltıda tüketilen bu pancake’e Rusya’ya özgü krep demek de yanlış olmayacaktır.
3. Rus Salatası
Rus salatası, 1860’lı yıllarda Moskova’daki Hermitage Restaurant’ın baş aşçısı olan Belçika asıllı Rus Lucien Olivier tarafından icat edildi. Kısa zamanda restoranın en sevilen yemeği haline gelen Rus salatasının tarifi Olivier tarafından ölene kadar titizlikle saklandı. Daha sonra birçok dünya ülkesine yayıldı.